28 Nisan 2009 Salı

su içerken sorulan sorulara kaşla-gözle cevap vermek abes midir ki ¿
sanki başka bi zaman yokmuş gibi sorulmayan sorularla su içerken karşılaştığımda evet, hayır, bilmem, belki gibi kelimelerin anlamlarını kaşla veya gözle belirtme çabası..
su içmeye ara versem ne anlatmaya çalışıyor bu acaba merakı ortadan kalkacak hâlbuki..
ama yok..su içmeye ara veremem o sıra..
cevabı kaşla ve gözle de olsa veririm.ilk önce kaşlarım oynamaya başlar..
karşımdaki anlar biraz..hmm öyle mi der..ve bu zaman da gözlerim devreye girer..ya öyle öyle dercesine kapanır..
öyle naif..öyle saçma..

27 Nisan 2009 Pazartesi

Bu evin camaşır makinesinde muhakkak 1'den fazla çorap teki kaybolur ve kanun geregi asla, kaybolan çoraplar birbirinin eşi değildir..
misal veriyorum..makineye 5 çift corap atılır, ama elimizde iki teki de aynı olan ancak 3 çift kalır.

eringenlikten çift çorabım kalmamış desem yeridir..
kuzum bugün ne yaptım biliyor musunuz ¿
giymeyi düşündüğüm çorabın diğer tekini bulamayınca, birbirinden farklı çoraplar giydim..

babamın yanına uğradım..çalışanlarla ayak üstü sohbet ettik falan..sürekli ayaktayım ama..
oturmuyorumki pantolon katlanıp çoraplar sırıtmasın diye..
çok acayip oldum gerçekten..
o anda vücuduma sanki kötü kedi şerafettin’in ruhu girdi..
''otursanaa'' diyen mayk'ın kelini ısırmamak için kendimi zor tutuyorum..


kasıntı yüzüme vurmuş resmen ''senin gelmişini geçmişini'' dese sırıtarak bakıyorum etrafa..
ifşa olmamak için oklava yutmuş gibi yürümek zorunda kaldım.

umarım kimsecikler farkına varmamıştır..^o)
yarın ilk işim herhangibi tuhafiyeye gidip 3-5 çift çorap almak olucak..
bir daha böyle hatalara düşmem.
"bu gece erken yatıp sabah erken uyanacağım." teorisi henüz kanıtlanamadığından yasa olamamıştır..bu yüzden geç saatlere kadar uyumadan durabilirim..
Yaz kendini yavaş yavaş gösterince haliyle halı saha maçlarını çoğalttık bu aralar..
artistlik yapmazsak olmaz tabi.
sükse yapayım derken ayak bileğimi kırıyodum az kalsın.
soluğu JFK'da almak gibi bir gaflette bulundum..
içeri girdiğimde kolu ve bacağı kırılan, bıçaklanan, araba çarpıp tüm vücudu kanlar içinde telaşla hastaneye gelen kazazedeleri ve onların bir umutla iyi haberlerini bekleyen dostlarını,ailelerini görünce kendi acımı unuttum vallahi.
içim karardı resmen anasını satiyim..
ilk önce kendime küfür ettim..
gereksiz, absürt, basit nedenlerden dolayı bazı şeylere şükretmeyip isyan etmemden dolayı..
o an kendimi onların yerine koydum..
zor gerçekten..Allah kimseyi hastanelere düşürmesin..
biz krem ve sargıyla kurtardık kendimizi..çok şükür önemli bişeyimiz yokmuş..

insanlar çok acımasız o yüzden..her kim olursa olsun..hayatta tek gerçek var o da aile..
ne sevgili, ne başkası..muhakkak bir gün çekip gidiyorlar..
hem de onlara en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda, ölümcül bir hastalığın tam ortasında, birdenbire..habersizce..

zaman akıp gidiyor kuzum.. ne yapıyoruz ¿
ailemizi, sevenlerimizi mutlu edebiliyoruz, eğer edebiliyorsak ne mutlu bize..
bi yanımız boş ama olsun be..buna da şükür..

en kısa zamanda bu ufak sakatlıktan iyileşerek takımdaki yerimi almak istiyorum..yeşil sahalardan uzzak kalamam..

23 Nisan 2009 Perşembe

Bugün biraz tembellik yapıp geç kalkayım dedim.
kapı ziliyle uyanıverdim!!kapıcı sandım ilk başta.
bi rahat yok mu bize bu evde.aha geldi yine su isticek diye mırın-kırın yaptım

ayar oluyorum kovaya su doldurmaya..bi ton para veriyoruz hâlbuki..
kendi suyunu kendi doldurup getir be kadın..
yanlış mıyım kuzum ¿
ufak yaşta öğrettiler bana delikten kimin geldiğini görüp kapıyı öyle açmayı..fakat eskisinden farklı artık..
artık sandalye koymuyordum delikten bakmak için.
her neyse bi baktım ki boy-boy çocuklar..trt ankara çocuk korosu edasında.
kapıyı açar açmaz hep birlikte ''biiiz geldiiiiiik'' sesi yankılandı apartman koridorunda..
hani bugün 23 nisan ya.
cin olmadan adam çarpıcaklar..
biz bunları şeker ve kurban bayramlarında yapardık.
23 nisan'da yapılanı da ilk defa görüyorum.ilginç yani..şaşırmamak içten değil..
hani yok ki evde şeker, kandırasın..
fakat bizde tersoyuz..gel de anlat derdini..
kattiyyen de birşeyler koparmadan gitmezler..
kendimden biliyorum en azından..
bozukluklar vardı onları verdim..kuran çarpsın başka da yok ulan param dedim.
bi damardan girdim.
çıkartıp ceplerindeki paraları vericeklerdi yani..
eyvallah abi dediler ve gittiler..
ayakkabımın tekini alt dairelerden birinin kapısının önüne bırakmışlar..
harbi piçsiniz kuzum :)
yine de bu çocuklara birileri hangi bayramlarda bu eylem yapılır öğretsin!!

sonra düşündüm..
bir zamanlar aynı şeyleri biz de yapardık.
açıkçası çok utanırdım..eşlik ederdim arkadaşlara sadece.
kapı ziline basıp arka taraflarda bekleyenlerlendim..
suratım asık bi şekilde.
para vermeyene ne küfür ederdik..
şeker verirlerse de en kalitelisini seçerdik.
paraya nazaran kötünün iyisi sayardık..
poşet poşet toplanan şekerleri yarı fiyatına bakkala satardık.
elde edilen kazançla patlayıcı maddeler alır..
mahalleyi havaya uçurmaya kalkardık.
acayiip duygulandım..
seneler ne çabuk geçiyor..
dolmuşta da bana geçen gözlüklü, temiz kalpli, naif ve iyi aile çocuğuna benzeyen kızan yerini verdi..
genel de okul 1.si falan olur bu modeller.
küfür edesim geldi absürtçe..
ayağım ağrıyodu ama topallar gibiydim.
ondandır dimi ondandır..
bak ağlarım ha.

19 Nisan 2009 Pazar

Bugün hafta sonumuzu boş geçmeyelim, bi yerlere gidip eğlenir hem de zaman geçiririz diye düşündük kankym taner ve vahap amcayla..
vahap amca kafa dengi..muhabbeti de çabası..çok erken yaşta hayatın zorluklarını yaşamış ve kavramış biri..

whatever, bakırköyü karar kıldık..mevsim normallerine göre giyindim..
ulan dışarı çıktım ki yaz gelmiş kuzum..
tekrar evin yolunu tutup üstümü değiştirip ince elbiseler giyindim.

benim bi arkadaşım var biliyor musunuuuuuuuz ¿
hava kapalı olur..kalınca giyinir çıkar dışarı..
akabinde güneş açıverir.
hava açık olur.. aldanıp bu seferde incece giyinir..
yağmur yağar..cart curt..
etraftaki insanlar tarafından ister istemez gözler hep üstünde olur.
amele muammelesi yaparlar..öyle işte..
(kendim için değil kuzum bi arkadaşım için söylüyorum ne üsteliyosun..!!)

mevsim olarak olmasa da harbiden hatunlara yaz gelmiş..
en azından bakırköy'de :)
ellerinde goldenleriyle gezenler, bi kenarda dondurmalarını yiyenler, sahilde oltalarıyla balık tutmaya çalışanlar..fakat bi balık bile yakalayamayanlar...
bir yanda ise yeşilliklerin arasında feysbuk için foto çekme derdinde olanlar..
az çok tahmin ettiğinizi umuyorum hitap ettiğim kesimleri..
ağızlarında sakızı cak cak cak sallayan..''r'' harfini üstüne basarak söyleyen(gelmiyorrrrrrrum) tahminen ''kafe lattee'' manyağı olup aynı zamanda msnde,feysbukta ''kujum, ajqoo,zaaaaa''ağızı takılanlar..
dudakları büzüp tek ayakları havada foto çekiliyorlardı onları izledim biraz.
''kızııım akşam atıyosun banaa bunları tamam muuı, comment bekliyorrrrum ona göre..''
tarzı diyaloglar..

bi mekâna girdik..freddy mercury edasında bi adam karşıladı bizi hoşgeldiniz diye.etrafa bakınıverdim..tam karşımda oturan kız bir yandan gözümün içine bakıyor bir yandan ise çocuğun pipisini tutuyordu..ben utandım kızda hiç bi üslup değişikliği yok..sağıma, soluma, önüme, arkama döndüm heryerde aynı kareyle karşı karşıya geldim..kendimi bi an için 50 cent'in candy shop klibinde zannettim..herkes ''yiyişme'' olayına girişmiş resmen..akabinde terkettik çekimleri..50 cent efendi, seninde vergi borçları yüzünden kıçındaki paraşüt misali pantolonunu alırlar inşaaaallah.(çingene ağzıyla)

bayadır piizoterapiye ihtiyacım vardı..aldık piizleri, çerezleri..indik sahile.
dökdük özümüze..bi güzel piizlendik..
bayadır teetotal takılıyorduk..
iyi geldi bu iyi..

14 Nisan 2009 Salı

İlkokulda flütün son deliğine serçe parmağım yetişseydi eğer, bambaşka biri olabilirdim aslında.

9 Nisan 2009 Perşembe

bir kedim bile yok anlıyor musun ¿

Komşumuz şükran abladan izin istedim.. o da kırmadı sağolsun..
2 dakika tutuverdim shilayı ''ayy ne şirin şey'' diye bir gelen olur diye..
ama bizde ki bu şansla nah(!) olur..
göründüğü gibi bizde ki hayvan sevgisi bu kadar..
önceleri vardı ama.

mesela bii muhabbet kuşum vardı küçükken..
bi kaç sene yaşamıştı benimle..
zor da olsa..
çok alışmıştım, aynı şekilde oda tabi.
cama çıkarırdım münferit bi şekilde yine de kaçmazdı..
bi gün mahalleden gelin arabası geçiyordu, biz camdayken
arabanın şoförü kornaya yüklenince heyecan yapıp kaçıvermişti ellerimden..
plakasını almıştım artık ne yapabiliceksem ¿
senelerce biriktirdiğim göz yaşımı dökmüştüm o an da..
ilk kez bi canlı için ağlamıştım..
hem de hüngür hüngür.

Akvaryumum vardı, içinde balıklarım..
akvaryumun camı çatlamış ve içindeki su boşalınca ölüvermişlerdi..

sonra yavru dişi bi kedim vardı..çok sevimliydi.
adı şerafettindi..çakması.
son günlerde abazanlamaya başlamıştı..
çiftleştiremedik bunalıma girdi.
heryer kedi olmasın hesaabı.
işkence misali sabahın erken saatlerinde yalamaya başlıyor ve beni uykumdan ediyordu..
nabıcaz bu kediyle yahu derken balkona kapayıp hücre cezası verdim bir kaç günlüğüne..
sesi soluğu çıkmadı..merak ettim n'oldu diye.
balkona baktım..
yerinde yoktu..
belli ki hayvancağız terketmişti beni..
olayın bu kısmında değilim 7. kattan nereye gidiyor bu hayvan ¿
merak konusu oldu ben ve evdekilerde..
bi anlam veremedim..
kedidir o kedi demekten başka bişey gelmiyor elden..
gardiyaaaan gardiyyaaaan!! yok mu ulan, yok mu sesimi duyan ¿

hep gittiler..heep gittiler..diğerleri gibi..


ne güzel iş..ye, iç, sıç, yat..paşalar gibi anasını satim dertsiz, tasasız yalanarak yaşıyorlar..bakkal sütünü verir..kasap elde kalan etleri..semt balıkçısı aynı şekilde..
arabanın üzerine yayılıp güneşlenmeler..
insanın kedi olası geliyor vallahi.
burdan kedisi olanlara sesleniyorum, bu işe yaramaz pislikleri hemen kısır yapın.
seks haklarını ellerinden alın.
güya biz insanız anasını satim bizim öyle bi ayımız yok..
adalet mi lan bu şimdi ¿
boşuna nankör dememişler ya..
acayyip sinir oldum kedilere..
kediler yünle oynayınca çok şeker, biz oynayınca ''embesil kaç yaşına geldin''..
amma uzattınız kaleyi gördüm yerleştirdim golü alt tarafı..

şimdilerde bi kaplumbağa alıp beslemek istiyorum..
bi o bırak(a)maz beni..
millette bi lost sevdasıdır gidiyor..
izleyenler sürü psikolojisinden bu lostun peşinde, hiç izlemedim..
çok met ediyolar ama sararsam bi daha bırakamam diye düşünüyorum..
o yüzden izlememek için direniyorum..

8 Nisan 2009 Çarşamba

Çevremdeki insanlara bakıyorum da,problemsiz insan yok gibi..
gülen insan sayısı her geçen gün azalıyor..herkes başka bir derdinden dolayı başkasından medet umar hale gelmiş, ama kimsenin kimseye yardım edebilecek bi durumu da yok..
biri aşktan mutsuz, öbürü maddiyattan..
nası olucak bu işler ¿

babam iş yerinde sigorta başlangıcı yaptırdı beni.
sayılı gün çabuk geçer.. 25 sene sonra emekliliğim doluyor..

6 Nisan 2009 Pazartesi

Gelelim erkek kuaförlerine..son yıllarda onlara berber derseniz fena tav oluyorlar..
illa kuaför denilecekmiş..
geçen 2 senedir gittiğim kuaförüme yanlışlıkla berber dedim, öyle bi baktı ki sanki küfür ettik anuğa goyyim..

bi aralar sürekli farklı yerlerde tıraş olurdum..hangisine gitsem..
''kim kesmişse yamuk kesmiş, bi ara uğra da düzelteyim'' şeklinde bağlama çekiverirdi hemencecik.. çakaal..
en son sen kesmiştin dediğim de ise as yaparlardı hemen..
yermiyim kuzum ben klişe oldu bunlar artık..
sen giderken ben dönmüş, starbucksta white chocolate moccamı yudumluyordum..

perşembe akşamı gittiğim kuaförde ''çok az kısalt abicim'' demiştim.
ırzını sivdiğim kuaför kılıklı berberi, vadiye dalıp 3 numara yapmıştı resmen saçlarımı..
polattan biraz kısa, mematiden de azıcık uzun işte..
siz siz olun kattiyyen perşembe günleri tıraş olmayın boolum.

fakat bu insanlarda her türlü haber vardır..
ayaklı gazete desem yeridir.
o 1 saatlik zaman diliminde her türlü muhabbet yapılır..
kendimi bazen onların yerine koyuyorum.
akşama kadar 10 müşteri gelse hepsine de aynı muhabbetleri yapsa harbi zor iş..
sanat bu sanat..

4 Nisan 2009 Cumartesi

Tencerenin dibinde kalan pudingi kaşıkla sıyırarak yalama (sünnetleme) eylemi..
çok özlemişiz be abi.
küçükken sırf bu eylemi gerçekleştirmek için biraderimle evde çatışırdık..
isyan çıkardı resmen..
terlikler, yumruklar falan havada uçuşurdu..
yok canım o kadar da değil :)
o sevmezdi..ben deli gibi yerdim..
dibi bana daha güzel geliyor nedense..
sadece puding değil tabi ki..
kek, krem şanti vs.de falan da uygulanır..
yarın mümkünse bi tatlıcıya gidip
''tencerenin dibinde kalan puding var mı ¿'' diye sormayı düşünüyorum..

bi de bardağın dibinde boza kalır.
parmak sendromu girer devreye.
genelde single olunan zamanlarda yapılır..
görgü kurallarına tamamen haykırıdır bu hareket..
ne yani yapılmaz mı ¿
ben yaparım kuzum.